30 Ocak 2014 Perşembe

Saint☆Young Men



Bir gün İsa ve Buda...

Zibilyon tane animeden sonra insan ister istemez düşünüyor bu Japonlar nasıl hâlâ konu bulabiliyorlar diye. Bitmek bilmeyen yaratıcılık sayesinde İsa ve Buda'nın ev arkadaşı olduğu bir hikaye çıkartabiliyorsun mesela. Tumblr'da paylaşılan resimleri gördükten sonra haliyle ilgimi çekti çünkü İsa ve Buda... Ne alaka değil mi? Nasıl bir araya geldiler ve burada ne işleri var?

İsa ve Buda, İsa'nn fikriyle, insanların dünyasına Japonya'ya (hehe zaten başka yere gitselerdi bu anime olmazdı) tatile gelmişlerdir. Sonuçta ikisi de eski zamanlarda yaşadıkları için günümüz dünyası onlara ilginç gelmektedir. Bu 2 arkadaş bir takım mucizeleri dışında normal insanlar gibi davranmakta ve bu şekilde kimliklerini gizleyerek turist gibi insan içine karışmaktadırlar. İnsanlar onları garipser ama tanımaz, bazıları sadece benzetir.

Tumblr'da sıkça paylaşılan ve animede geçen giflerden birine bir kişi şöyle bir yorum yapmış: "Çocukluğumdan beri bir Hristiyan olarak yetiştirildim ama İsa'yı hiç bu kadar sevmemiştim." İsa ve Buda saf ve temiz insanlar olarak tasvir edilmiş ki bu da onlara sempati duymamızı sağlıyor. Aslında filmin başında belirtildiği gibi Buda nasıl (uzak)doğuyu temsil ediyorsa İsa'da aynı şekilde batıyı temsil ediyor. Yani bakın ikisi beraber yaşayabiliyor tarzından barış ve sevgi dolu bir mesaj vermesi çok güzel. 

Değişik tarzı ve enteresan konusuyla 1 buçuk saatinizi rahatça geçirebilirsiniz.

Mini Not: Mangalar belli bir popülerliğe ulaştıktan sonra, manganın cildinin 1 milyon satması gibi, animesi yapılır, yapılan animelerin %85-90'ı mangadan uyarlamadır. Saint Young Men'de mangadan uyarlanmış, 2 bölüm OVA'sı çıkartılmış ve sonradan film haline getirilmiştir.

17 Ocak 2014 Cuma

Doğumgünü Hediyesi



Küçükken ne güzeldi doğumgünü kutlamak. Tek kötü yanı yaza denk geldiği için okul zamanından kimseyle kutlayamamaktı. Yine de her doğumgünümde en az 3 hediye alırdım. Bazen akraba ve arkadaşlardan da bir şeyler gelirdi.

Şimdi ailem bile hediye almaz oldu. Özellikle babam. Evlense çocuğu olur, askere gidecek çalışacak yaşta kafasıyla baktığı için oğluna hediye almak masraf gibi geliyor. Bunun bir tek benim başıma gelmediğini biliyorum. Bir yaştan sonra aileniz sizi sevmelerine ve senede bir gün özel gününüz olmasına rağmen hediye almıyor. Sevginin karşılığı hediye midir hayır ama hediye insanları mutlu eder. Pahalı ya da çok özel olması gerekmiyor sevginin ve düşüncenin somutlaşmış bir hali olması yeterli.

Doğumgünlerinin eskisi gibi güzel geçmemesinin nedenlerinden biri de ne zaman doğduğunuzun sosyal medyada paylaşılması. İnsanları kötülemek gibi olmasın, üzgünüm, ben de yapıyorum bunu. Bu sayede pek çok insan sizi yeterince tanımayanlar bile doğumgününüzü kutlayabiliyor. Bir şekilde belirdiği için gözden kaçma ihtimali daha düşük oluyor ve unutma sıkıntısı hatırlama zorunluluğu kalmıyor. Ancak bu kolaycılık doğumgünü anlayışına zarar veriyor. Birkaç saniyede iyi ki doğdun diyip geçebiliyorsunuz. Facebook olmadan hatırlayıp, telefonla aramaya kıyasla tembellik bu. Gerçekten değer vermişcesine doğumgünün kutlu olsun demek yeterince samimi değil. Biri listenizde ekli olsun. Hiç konuşmayın, o da kendiliğinden size bir şeyler yazmasın sonra doğumgününüz gelince iyi ki doğdun yazsın. Ziyaret etmek yok. Telefon etmek yok. Hediye yok. Uğraşmak yok. Hem de bedava.

Kendine son model telefon alırsın, ancak senelerdir tanıdığın arkadaşına küçük bir pasta bile almayacak kadar bencilsin.

8 Ocak 2014 Çarşamba

Finlandiya







Finlandiya'ya Erasmus ile gideli 1 seneden fazla oldu. Döndükten sonra neden bu yazıyı yazmadım da şimdi yazıyorum bilmiyorum. Belki yavaş yavaş unutmaya başladığım içindir.

Finlandiya maceram Deviantart'ta tanıştığım Finli çizerler sayesinde başladı. O çizerlerden birinden Fince bir şarkı istemiştim. Happoradio'dan Hirsipuu (dar ağacı) şarkısı dinlediğim ilk Fince şarkıydı. Sonradan bu çizerlerle arkadaş olmam, konuştukça ülke hakkında daha çok bilgi edinmem, kültürünü tanımam ve içimde gitme isteğinin oluşması... Sıralayacak olursam böyle. Finlandiya hakkında bilgileri ve düşündüklerimi maddeler halinde yazacağım. Huyum kurusun.

- Yaklaşık 5,5 milyon nüfusa sahip gelişmiş bir İskandinav ülkesidir. Başkenti Helsinki'dir.
- Ana dil Fince ve ikinci dil İsveççedir. İsveççe konuşanların sayısı ülke nüfusunun %5'i kadardır.
- Finlandiya'da diğer İskandinav ülkelerinden farklı olarak krallık yoktur.
- Kutuplara yaklaştıkça sıcaklık ciddi oranda düşer. Kuzeye gittikçe kentleşme oranı düşer.
- Aynı şekilde kutuplara yaklaştıkça günler daha karanlık geçer. Kışın Rovaniemi'de günün 20 saati karanlık 4 saati aydınlıktı.
- Ülkenin %70'i orman olmasına rağmen kafanıza göre ağaç kesemezsiniz.
- Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği ve ilk kadın cumhurbaşkanının olduğu ülkedir. Kadın erkek eşitliğinin gerçek anlamda olduğu ülkelerden biridir.
- 6 Aralık 1917 Finlandiya'nın bağımsızlık günüdür.
- Sevgililer günü Finlandiya'da arkadaşlık günü olarak kutlanır.
- Hoşgörü yüksektir. İnsana gerçekten değer verilir.
- Bireysellik ön plandadır. Bu yüzden dışardan bakınca insanlar yalnız içine kapanık gibi görülür.
- Eğitime çok önem verilir. Dünya'da eğitim kalitesi en yüksek ülkelerden biridir. (Grigoriy Petrov'un Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabını okuyunuz.)
- Finliler soğuk değil, utangaçtırlar. Bu yüzden yabancılara karşı çekimser davranırlar. Bunun dışında gayet alçak gönüllü ve yardımsever insanlardır.
- Bahşiş bırakmak saygısızlık olarak görülür.
- İntihar, alkolizm ve işsizlik ülkenin en büyük sorunlarıdır.
- Sonbaharı kış, kışı da daha sert kış gibidir.
- Bazen yolda giderken karşınıza geyik çıkabiliyor.
- Göller kışın tamamen donduğu için üzerinde yürünebilir hatta kar motoru kullanıldığını bile gördüm yine de tedbirli olmakta fayda var.
- Göllerde delik açıp balık tutanlar var.
- Geyik ve ayı eti yiyebileceğiniz bir ülkedir. Geyik eti ayıya göre daha ucuz. Biraz yağlı ama lezzetli.
- 20:00'den sonra yüksek alkollü içki, 21:00'den sonra bira vb. düşük alkollü içkilerin satışı yasaktır.
- Kışın polisler donmasınlar diye sarhoşları toplayıp evlerine bırakır.
- Pahalı bir ülkedir. Para birimi Euro'dur. Türkiye üzerinden hesaplamak gerekirse bir ürün fiyatına TL yerine Euro koyun yaklaşık o kadar.
- Ülkenin iklimi, uzun ve soğuk kışlar yüzünden pek çok tarım ürününün üretimi zor olduğundan çoğu şeyi ithal ederler.
- Pek çok rock ve metal grubu Finlandiya'dan çıkmıştır. Apocalyptica, Nightwish, Children of Bodom, HIM, Stratovarius, The Rasmus, Turmion Kätilöt...

Kafamda toparladıkça daha fazlasını yazacağım.