19 Temmuz 2013 Cuma

Melodik Saygısızlık



Genelde rock, metal tarzı müzikler dinlediğim için tercih ettiğim yüksek sesle dinlemektir. Bu hem müziği daha etkili yapar hem de dinlemesi daha zevkli olur. Bazı gitar rifflerinde tüyleriniz diken diken olur ve orgazm yaşarsınız resmen.

Ancak bu şekilde müzik dinlemem hep mümkün olmaz. Mutlaka biri müzikten rahatsız olur ya da telefonu kapıyı duymam. Kulaklık taktığımda bile sesten rahatsız olan insanlar tanıdım. Güzide toplu taşıma araçlarımızda benim kulak sağlığımı düşünürmüş gibi yapıp aslında şarkıyı sevmediği için kısık sesle dinlememi isteyenler de oldu. Sonuç olarak elimden geldiğince insanları rahatsız etmeden müzik dinlemeye çalışıyorum. Peki herkes bu hassasiyeti gösteriyor mu? HAYIR!

En basitinden mahalle düğünlerini ele alalım. Çalan şarkıların türünü kalitesini geçtim, bu kadar yüksek sesle çalınması büyük bir saygısızlık. Kızının düğünü ya da oğlunun sünneti olabilir. Bize ne bundan? Zaten oraya katılmadıysak dinlemek istemiyoruz demek değil midir? İnsanlar ellerindeki sonuna kadar sömürmese olmaz zaten. Sırf mutlu gün diye sesi sonuna kadar açıyorlar ve bazı düğünler insanların normalde uyuduğu saatlere kadar sürüyor.

Telefonla müzik açarak gezen apaçiler de aynısının mobil halini yapıyor. Nereye giderse müziği de oraya taşıyor. Bazen oturabiliyorlar ve bu sefer masaların üstüne koydukları telefonlardan açtıkları müziklerle gürültü yapıyorlar. Utanmasalar "dinlemek istemeyen siktirsin gitsin." diyecekler. Beğenmediğiniz radyo kanalını değiştirirsiniz, televizyonu kapatırsınız. Peki bu insanlara ne yapacaksınız? Hiçbir zaman anlayışlı olacaklarını zannetmiyorum. Uyarmanın sonu kavgayla bitebilir. Genel olarak okuyan insanlar da olmadıkları için bu yazıyı da görmeyecekler. Bir çözüm yok yani.

Demin bahsettiğim güzide toplu taşıma araçlarını hatırladınız mı? Sallanarak giden otobüsler ya da kasaba rüşvet verip ehliyet alan şoförlerin bazıları neyse ki müzik açmıyor. Açanlar da ne tarz şarkılar açıyorlar tahmin edebilirsiniz. Kaptanlar, abiler size para veriyoruz ama sen sür diye, kulağımızı kirlet diye değil. İşiniz zor olabilir, belki biter bitmek eve gideceksiniz, tek eğlenceniz o müzik olabilir. Bunu dinlemek zorunda olmadığımızı bir düşünün.

Kaçınılmaz müzik olduğunda ne mi yapıyorum? Tabi ki zevk almıyor, kulaklığımı takıp gürültüsünden bir şarkı açıyorum. Çivi çiviyi söker hesabı. Olan yine kulaklarıma oluyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder