5 Mayıs 2014 Pazartesi

Anime Sorunları




Animeleri severiz. Yaratıcıdırlar. Diğer çizgi filmlerden keskin bir şekilde ayrılırlar her birinin kendine ait tarzı vardır. Japonya'yı, Japon dilini ve kültürünü öğretirler. Her türden, her konudan anime bulmak mümkündür. Ancak bazen animeleri en çok ben severim diyen insanı bile uyuz edecek sorunları vardır animelerin. Klişeler ve manga sorunları ayrı yazı konuları olduğu için onları ayrı tuttum. Bağlantılı olan maddeleri de peş peşe yazdım.


1 - Öncelik Japonya


Elbette tüm dünya önemli ancak anime yapımcıları doğal olarak ilk Japonya'yı düşünüyor ve animeleri de ana seyirci kitlesi olan Japonlara göre hazırlıyorlar. Genelde karakterler hep Japon oluyor ve olaylar da hep Japonya'da geçiyor. Biz diğer milletlere de artık ne verirlerse onu izlemek düşüyor. Çünkü bizler yabancıyız ve doğrudan muhatap alınmıyoruz. Onların açısından düşününce bu kontrol etmesi zor bir durum çünkü ortak bir kültür paydası bulmak da zor iş.

2 - Senin Okul Ne Zaman Bitiyor?


Japonya ile az buçuk alakanız varsa eğitim sisteminin ne kadar iyi ve bir o kadar da acımasız olduğunu bilirsiniz. Kazdıkça daha derine ve karanlığa gidiyorsunuz. Bizim üniversite giriş sınavları onların sınavlarının yanında şaka gibi kalır. Rakipler güçlü, sınavlar zor, aradan sıyrılmak zor ve tüm bu karmaşadan sağ salim çıkmak en zoru. Aşırı stres ve baskı yüzünden ağır bunalımlara girip intihar eden öğrenciler var. Bir çocuğun intihar etmesi kadar kötü bir şey olamaz. Benim çıkarımıma göre bunların da etkisi olarak manga sanatçıları ve şirketler öğrencilere iltimas geçiyor olabilir. Zor ve sıkıcı okul hayatlarını değiştiremezler belki ama en azından farklı dünyalar sunarak bir şekilde keyiflerini yerine getirebilirler.

Demin bahsettiğim ana kitlenin de özü genç yaştaki seyirciler ve bu yüzden onlar hedef alınıyor. Bu yüzden çölde gezer gibi dönüp dolaşıp liseye geliyoruz. Üniversitede geçen animeler de var ama az. Az... Peki bu neden sorunlar arasında? Çünkü nedeni ne olursa olsun çok fazla okul, lise temalı animeye maruz kalınca bir süre sonra içinizden "Yine mi okul, yine mi lise lan?!"  diye bağırmak geliyor. Belki okul hayatınız sıradan ve vasat geçtiği için kıskanıyor da olabilirsiniz, kim bilir.

3 - Yayında Değiliz



Sevdiğiniz bir anime ülkenizde yayınlanmıyor mu? O zaman stream sitelerine ya da torrentlere muhtaçsınız. Bazı ülkelerin animelere bakış açısı iyi olmadığı için (kendini Pokemon sanıp atlayan çocuklar da sağolsun) animeler o ülkelerin kanallarında ya hiç yayınlanmıyor ya da bir görünüp bir yok oluyorlar. Tek sorun anime antipatisi değil reytingler de hesaba alınıyor ve telif ücreti vesaire işin içine girince fatura kabarıyor. Bunu az kişi izler onlar da bize yaramaz, boşuna para verip yayınlamayalım diyorlar. Olan yine bize oluyor.


4 - Japonca Biliyor Musunuz?




Japon değilseniz ya da Japonya'da yaşamıyorsanız Japonca bilme ihtimaliniz düşüktür. Oldukça zor bir dildir. İyi bir okula ya da dershaneye gidebiliyorsanız dil eğitimi alabilir en kötü kendi başınıza çalışarak Japoncanızı geliştirebilirsiniz. Japonca bilmiyorsanız geçmiş olsun, altyazıya ya da dublaja razısınız. Dublaj olayı bütünlüğü bozduğu ve doğal olmadığı için tartışmalı. Altyazılara gelince ise elinizde pek çok seçenek mevcut. Birbirinden farklı çeviri ekipleri hızlıca animeleri çevirip yayınlıyor. Tabi burada da ufak bir sorun var. O da deneme yanılma yöntemiyle iyi olanı bulmak. Bazı çevirilerde şarkı sözünden arka planda kalmış tabelada yazan yazıya kadar her şey çevrilmiş iken bazılarında sadece konuşmalar çevriliyor. Az çoktur kuralı burada geçerli değil çünkü Japon kültürü öyle zengin ki her şeyi bilip anlamanız mümkün değil. Tam tadını alabilmek için ek yazılar da şart yani.

Her ne kadar animeden animeye değişse de zaman zaman o kadar çok yazı okuyorsunuz ki takip etmeniz mümkün olmuyor ve zırt pırt durduruyorsunuz. Bir süre sonra da "Eh arkadaş yazdıkça yazmışsınız. Okuyor muyum, izliyor muyum belli değil." şeklinde sitemler ediyorsunuz. Merak etmeyin, bazen Japonlar da takip edemiyor.

5 - Fanservice



Moe'lerden sıkıldınız mı? İri göğüslü, bol frikik veren kadın karakterler size itici mi geliyor?

Söz konusu animeler olunca şirinlik ve/veya cinsellik her zaman satar. Cinsellik anlaşılır ama "Neden şirinlik?" sorusunun cevabını bilmiyorum. Bu böyle gelmiş böyle gidecek. Animelerin yapımı maliyetli olduğu için izleyeci çekme amaçlı bu tarz şeyleri animelere katıyorlar. Ancak bazen ölçüyü kaçırdıkları oluyor. Animelerde cinselliğin odağında çoğu zaman kadınların olması, tacizin komedi unsuru olarak kullanılması, abartı sahneler çoğu seyirciden olumsuz eleştiriler alır. Fanservice kitlesini oluşturan otaku, nerd ve abazan tayfası hariç. Onlara ne verseniz tüketirler.

6 - Manganın Gerisinde Kalmak

Manga ve animelerin yarışı adil bir yarış değildir. Animelerin %85-90'ı mangalardan uyarlanmaktadır. Dolayısıyla önce manga başlar yarışa, anime de arkasından gelir. Manga animeye tur bindirirken anime bir türlü ona yetişemez. Çoğu zaman anime mangayı geçemez ama en azından yarışı bitirir.


7 - Animenin Erkenden Bitmesi

Anime bazen kestirmeden ya da farklı bir yolda gitmeye çalışır ve bitiş çizgisine de ulaşır. Ancak yarışı layığıyla tamamlamamış, hile yapmıştır. Galip sayılabildiği gibi eleştiri oklarının hedefi de olabilir. Bazen de yolun ortasında ya da bitişe doğru nefesi kesilir ve yere yığılır. Ne olup bittiğini anlamayız. Kendini çok mu zorladı, hazır mı değildi diye her bir ağızdan laf çıkar. Şanslıysa bir şekilde ayağa kalkıp yarışa devam eder, şanssızsa bir daha ayağa kalkamaz.


8 - Gerçi Burada Kesilmemişi Var



Bazen mangadan animeye çevrilirken bazen de televizyonda yayınlanacağı zaman animeler sansüre uğrar. Çünkü kafanıza göre televizyonda her şeyi gösteremezsiniz. Özellikle çocuklara hitap eden bir animeyi yayınlıyorsanız. Ortalığı kan ve organ götürmesi, sigara, satanizm içerikli semboller, küfür ve çıplaklık gibi arıza çıkarak unsurlar örtülür. Sahne komple atılır, kan vahşet içeren bölüm bulanık ve karaltılı olur, çıplaklık flu ya da sevimli şeyler tarafından kapatılır. Bu şekilde kontrol altına alınmış olur.

Peki ya yapımcı firma bazı sahneleri sansür derdi olmadan kasten çıkarttıysa ne olacak? İşin içine yine para girdiği için satış yapma amaçlı bu yola başvuruyorlar. Biraz açgözlülük, biraz çakallık. Sonuç olarak sansürsüz izlemek istiyorsanız çıkartılmış, orijinal sahnelerin bulunduğu Bluray ya da DVD setlerini alacaksınız. Tabi bulunduğunuz ülkede bunlar satılıyor ya da dışarıdan getirtmek için yeterli paranız varsa. En kötü ihtimal çatır çatır indireceksiniz.

Şakası sıkça yapılır seyircinin ama asıl amacı olan animeyi olması gerektiği gibi izleyebilmektir, çıplaklık görmek değil.

9 - Teknik Aksaklıklar



İzlediğiniz animenin video dosyası bazen sorunlu oluyor bu yüzden ses geriden gelebiliyor ya da takıla takıla izliyorsunuz. En kötüsü ise sizinle alakası olmayan dudak-ağız senkronu. Eski ya da bütçesi düşük animelerde bu durum daha çok göze batıyor. Nedendir bilmem bunun olduğuna kimseyi inandıramıyorum. Bu yüzden tek sorun eden ben gibi gözüküyorum. Bu sorunu karakter konuşurken ağzı hareket etmesine rağmen sonradan, geç konuştuğunda fark edebilirsiniz.

10 - Kalan Sağlar Bizimdir




Gerek animelerin herkese hitap etmeyen yapısından ötürü, gerek yeterince tanıtımı yapılmadığı için pek insan anime sevmiyor ve izlemiyor. Animelerin dünya çapında geniş bir kitlesi var ancak bu kitle daha da genişletilebilir. Ne yazık ki genel olarak anime izleyicileri yedikleri laflar (arada, hâlâ, kaç yaşına geldin çizgi film mi izliyorsun diyen salaklar çıkıyor mesela) ve başarısızlıklar sonucu pes etmiş durumda. Bu sorumluluğu biraz olsun yapımcı şirketlerin, televizyon kanallarının vesaire üzerlerine alması gerekirdi. Japonya cennet gibi gelebilir ancak diğer ülkelerde bir şekilde hep azınlıktasınız ve durmadan mücadele etmeniz gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder