30 Aralık 2013 Pazartesi

Spelunky


Hazine avcılarına imrendiğim oluyor. Bazen antik bir anahtar bazen de elmas için çekmedikleri çile kalmıyor.Türlü tehlikeler atlatıyorlar

Spelunky rogue-like tarzı bir platform oyunu. Kısacası bölümler her oynanışta rastgele hazırlanıyor ve ölünce en baştan başlıyorsunuz. Yazıda bahsi geçen Derek Yu'nun yaptığı 2008 yapımı Spelunky'nin yeniden yapılmış hali. İlk haline göre hem daha iyi gözüküyor, hem de daha çok içerik var. İlk Spelunky'de madenler değişse de müzik aynı kalıyordu neyse ki bu sefer farklı müzikler eklenmiş.


Öncesi ve sonrası

Indiana Jones'u andıran oynanabilir ilk karakterimizle madenlerde başladığımız yolculuğumuzda büyük hazineye ulaşmaya çalışıyoruz. Ana yemek öncesi aperatif alır gibi sağda solda gördüğümüz altın ve elmasları topluyoruz. Silah olarak kamçı ekipman olarak da dörder tane bomba ve halatımız var. İkisi de kullanışlı ama çabuk tükenebiliyorlar. Bu yüzden idareli kullanmalı ve etraftaki mühimmat kutularına dikkat etmelisiniz. Topladığınız hazinelerden gelen parayla satıcı amcadan başka ekipman ve silahlar alabiliyorsunuz. Sonuçlarına katlanırsanız hırsızlık da yapabilirsiniz. Yine de siz bir daha düşünün hangi manyak yerin kaç kat altına dükkan açar ki?

Oyun sürprizlerle dolu. Her seferinde sizi şaşırtabilecek bir şeyler öğreniyorsunuz. Bu yüzden koşa koşa ilerlemek yerine etrafınıza göz atın. Zaten koşa koşa ilerlemek en iyi seçenek değil çünkü ölüme de koşmuş oluyorsunuz. Ve evet oldukça sevimli grafiklere sahip olsa da oyun epey acımasız. Tuzaklardan örümceklere kadar her şey sizi öldürebilecek potansiyele sahip. Rogue-like oyunlarda olağandır zaten bol bol ölüp oyunu öğrenmek. Spelunky'de de tecrübenin tek başına yetmediği anlar oluyor. Aşağı kendinizi bırakırken kazığın üstüne düşüyor ya da kestiremediğiniz bir şey tepenize atlıyor. En ufak bir dikkatsizlikte tahtalı köye gidiyorsunuz. İşin kötüsü her seferinde bölümler değiştiği (ve bazen alternatif bölümler çıktığından) geçmiş deneyimlerin bir faydası olmayabiliyor. Kimi zaman az ötede kimi zaman da kapana kısılmış sarışın genç kızları kurtararak can kazanabiliyorsunuz. Arzu ederseniz sarışın erkek ya da köpek de kurtarabilirsiniz.

Ne kadar kızarsanız kızın oyun bağımlılık yapıyor ve kendinizi tekrar maceraya atıyorsunuz. Bu yüzden zorluğu eksi olarak saymayacağım çünkü Spelunky'yi Spelunky yapan şey bu. Oyun kısa gibi gözükse de değil. İlk oynayışınızda kesinlikle bitiremeyeceğini düşünün. Yine de bir oturuşta da bitirebilir ya da saatlerinizi harcamanız gerekebilir. Farklı karakterler de seçebiliyorsunuz ama karakterlerin görünüşleri dışında bir farkları yok ve ne yazık ki sesleri bu şirin tiplerin sesi soluğu çıkmıyor. Sadistçe olurdu ama canları acıdığında ah, uh falan diyebilirlermiş mesela. Son olarak mantıksız bulduğum birkaç şey oldu ama sonra kendimi "oyun oğlum bu gerçekçi düşünmenin anlamı yok" diye susturdum.

AAA oyunlardan sıkıldıysanız ve içinizdeki maceracıyı mutlu etmek istiyorsanız Spelunky'yi denemelisiniz.

Tür: Platform, Indie, Rogue-like
Yapım: Mossmouth
Dağıtım: Mossmouth

İyi Yanları +

+ Hızlı, akıcı oynanış
+ Şirin grafikler
+ Kolay sıkmıyor 

-Eksi Yanları

- İyi oynarsanız kısa sürüyor
Bağımlılık yapıyor

AP Notu: 8








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder