27 Ekim 2013 Pazar

Can Sıkıntısı ve Yemek


Aç olmadığınız halde aç gibi hissettiğiniz, yemek istediğiniz zamanlar oluyor mu?

Yemek yemeyi severim. Belki de sevmemeliyim. Doğal ihtiyaçlara bu kadar bağlı kalmak bir süre sonra zararlı hale geliyor. Açgözlülüğün tırmanışa geçtiği bir yerde amaç doymaktan çıkıyor. Ne seviyorsanız bolca yemek istiyorsunuz. Hayatınızda tamamlanmayan bir yer var. Tıpkı eksik birkaç tuğla gibi. Siz de bunu kapatmak için, sanki yemek sorunları çözercesine kendinizi yemeğe veriyorsunuz. Eğer yalnızsanız şımartacak kimseniz olmadığı için hep büyük porsiyonlar alıyorsunuz ve buna rağmen yetmiyor. Sandviçlerin ardı ardı kesilmiyor, cips paketlerinin boş torbalarına dağ gibi olmuş kuru yemiş kabukları eşlik ediyor. Tabaklar kirli, tavalar yağ kokuyor. Dondurma kaplarının dibi erimiş vanilyayla kaplanmış.

Kısırlaştırılmış hayvanlar kendilerini yemeğe verir ve kilo alırlar. Hayvanlar görünümleri yüzünden endişeleniyor, üzülüyor olamazlar değil mi? Biz harap oluyoruz. Göbeğimiz ve basenlerimizle baş başa kalıyoruz. Sonucun böyle olacağını bilmediğimizden değil. Böyle olmasını düşünmek istemedik. Yemeği çıkartsaydık geriye daha iyi bir alternatif bulmak zorlaşacaktı. Tembel olduk. Bu yüzden yedik. Bu yüzden yatıyoruz. Sıkılıyoruz ve yemeğe devam ediyoruz.

Döngü bozulana dek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder