29 Haziran 2013 Cumartesi

Afro Samurai



Kişisel değil, sadece intikam.

Aklımdan geçmedi değil. Siyahi bir samuray olsa nasıl olurdu diye, tabi biri daha önce davranıp yapmış. Afro Samurai paralel bir evrende, feodal düzenle yönetilen Japonya'da geçiyor ve teknoloji Samurai 7'da olduğu gibi oldukça gelişmiş. Efsaneye göre takana özel güçler bahşedilen kafa bantları vardır. En güçlü olan 1 numaralı kafa bandını takar ve elde etmek isteyen, ki bu 2 numaralı kafa bandını takan biri olmalıdır, onu öldürmelidir. 2 numaralı bandı takan da sürekli saldırıya uğramaktadır. Afro 1 numara olan babasının düelloda ölümüne tanık olur ve bu trajik olaydan sonra hayatını intikam almaya adar.



Aksiyon içeren film ve dizileri düşününce intikam biraz klişe bir konu. Neyse ki gelişigüzel işlenmemiş. İntikamın nelere mal olduğu üzerine düşündürüyor. Tabi, tüm anime bu kadar üzücü değil, aksiyon başladığı an izlemesi keyifli bir hal alıyor. Eser miktarda çıplaklık ve biraz küfürün dışında uzun süredir bu kadar çok şiddet içeren bir şey izlememiştim. Dövüşler oldukça etkileyici ve acımasız. Üzerine robot ve teknolojide girince yıkımın ne kadar arttığını tahmin edebilirsiniz. Hip-hop ağırlıklı müziklerde Afro Samurai'ı tek başına diğer animelerden farklı bir yere koymaya yetiyor. Normalde animeleri Japonca izlemek en mantıklısı, ancak Afro Samurai istisnalardan biri. Çünkü Afro'yu Samuel Jackson seslendiriyor. Kalan seslendirmeler de oldukça başarılı. Samuel Jackson'ın ayrıca yapımcılardan biri olduğuna da belirtmeliyim. 



İlk olarak 5 bölüm halinde yayınlanmış sonradan bölümler birleştirip film haline getirilmiş. Biraz kısa ama tadında bitmesi daha iyi olmuş. Bitirdikten sonra devamı olan Afro Samurai: Resurrection'a başlayın ve intikam ateşini soğutmayın.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder