27 Kasım 2013 Çarşamba

Kendin Olmak



"Başkası olma kendin ol. Böyle çok daha güzelsin" "Kendin ol yeter." "Be proud of who you are." "Just be yourself" gibi yığınla söz vardır. Toplumun ikiyüzlülüğünü açığa çıkarır kendin olmak, kendi içinde çelişkilidir çünkü.

Toplum senden farklı olmanı istiyor. Tavsiye ettiği bu. Kimseye benzeme, kendi tarzını bul, taklitçi olma, prensiplerin olsun, kimseyi dinleme falan. İyi, hoş ama bir sorun var. Nasıl oluyor da aynı toplum sen farklı olunca birden sana yönelik tavrı değişiyor? Neden farklı olan, olmak istediği gibi olan insanlar hep dışlanan yalnız bırakılanlar?

Bir erkeğin ya da kadının eşcinsel olduğunu söyleyince aldığı tepkileri düşünün. Biraz önce kendin ol demiştin toplum. Ne oldu da bozdun? Kendin olmaktan anladığın senin uygun gördüğün, olması gereken mi? Eşcinseller hep azınlıktalar. Olması gerekene göre onlarda çoğunluk gibi heteroseksüel olmalılar ama olmak istemiyorlar. Kendi tercihleri bu yönde ve aynı toplum istemiyor diye inat ettikleri için başlarına neler geldiğini görüyorsunuz. Bazıları bu yüzden kimseye göstermeden gizli gizli yaşıyor. Toplumun istediği heteroseksüel maskesinin ardına gizlenmiş homoseksüeller onlar. İnanç konusu da aynı ve kişiyi ilgilendiriyor. Sırf farklı bir inanca sahip olduğu için şiddete maruz kalan insanlar var. Neden birinin ateist olması toplumu bu kadar çok rahatsız ediyor anlayamıyorum. "Burası Müslüman bir ülke ve bu ülkede yaşıyorsan Müslüman olacaksın!" diye bağıranlar bu toplumun bir parçası. Hep bir ağızdan atılmayan ama kazılı "kendin olma, bizden ol" sloganı hakim. Farklı ırktan olanlara ne yapacaksın toplum? Bir Afrikalı mesela ne yapsın kendini beyaza mı boyasın? Genleriyle oynayıp ırkını mı değiştirsin? Bu bahsettiğim insanlardan biri değil ama bu onları kabul etmediğim onlara saygı duymadığım anlamına gelmiyor. Kimseyi böyle olmayacaksın diye zorlamam. Dürüst olmalarını "mış" gibi davranmalarına tercih ederim.

Kendimden de örnek vermek istiyorum. Futbol bu ülkenin afyonu. Sırf bu yüzden sadece futbol üzerinden tanışan, top oynayarak sosyalleşen, aynı hakeme hep beraber küfür ederek mutlu olan insanlar var. Ben sevmedim. Toplum benim sevmem için hiçbir şey yapmadı. Gözlüklü olduğunuzu, suratınıza top çarptığında o gözlüğün ve yüzünüzün zarar göreceğini düşünün. Çoğunlukla kaleye konduğunuzu ve yediğiniz her gol için sizinle dalga geçtiklerini, topu almaya çalışırken çalımlamak yerine sakatladığınız ve size küfretmeye başlayan her bir çocuğu düşünün. İlerde elinizi futboldan tamamen çektiğinizi ve biri sorduğunda sırf bir cevap vermek için çocukken sevdiğiniz renklere sahip takımı tuttuğunuzu söyleyin. Ben bir Türk erkeğiyim ve içinde yaşadığım toplum topu izleyen bir çift göz daha istediği için benden futbolu sevmem istendi. Ne biçim gençsin sen, futbolla insanın az bir alakası olur şeklinde çirkin lafların hedefi oldum. Sadece bir top oyununa yönelik tepkimdi bu. Ne kötü ki eğer futbolla daha ilgili olsaydım şu an daha geniş bir çevrem olurdu. Daha da saymalı mıyım bilmiyorum. Sırf bu ülkede yetişiyor ve her yerde var diye çay sevmediğim için o biçim Türk, abazanlar gibi kadınların memesinden götünden konuşmak istemediğim için şu biçim erkek, cahilliğe iyi gözle bakmadığım için elit, hakkımı savunduğum için çapulcu oldum.

Sözüm sana toplum. Bana yalan söyleme. Gerçekten ne istiyorsan söyle ki bileyim ve buna göre adım atayım. İşine gelmiyor, sevmiyorsun diye senin istediğin biri olmak zorunda değilim. Niyetin saldırmaksa eğer sana açık hedef olmak istemiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder