9 Mayıs 2013 Perşembe

Hodejegerne (Headhunters)


Avcı iken av olmanın Norveççesi

Son yıllarda The Girl With Dragon Tattoo serisi ile (Män Som Hatar Kvinnor) ile yükselişe geçen İskandinav filmlerine bir yenisi daha eklenmiş oldu. Hodejegerne'nin konusu şöyle: Roger Brown, Oslo'da bir danışmanlık firmasında eleman avcılığının gölgesinde değerli tabloları sahteleriyle değiştiren ve bu yolla kazanan becerikli bir hırsızdır. Güzel bir eşi ve lüks içinde bir hayatı olan Roger, eşinin sergisinde Clas Greve adında bir adamla tanışır. Clas'ın elinde çok değerli bir tablo olduğunu öğrenir ve açgözlülüğüne dayanamayıp onu da çalmaya çalışınca iş ön görmediği kadar tersine döner. Dünya'nın en zengin ülkelerinden birinde yaşıyorsun zaten, gözün doysun diyip ayıplıyorum kendisini.



Jo Nesbø'nün aynı adlı romanından uyarlanan 2011 yapımı filmin başrollerinde Aksel Hennie, Synnøve Macody Lund ve Game of Thrones'da Jamie Lannister rolüyle tanınırlığı artan Nikolaj Coster-Waldau bulunuyor. Aslen Danimarkalı olan aktörün ana dili Danca, Norveççeye en yakın dil olduğundan rolünü belirgin bir aksan farkı olmadan oynamış.




İskandinav filmleri sıklıkla ciddi, karanlık atmosferi olan filmler olarak lanse edilir. Lâkin filmin kurgusu, hikaye iyi işlenmiş ve sıkılmanız mümkün değil. Zaman zaman matrak ve cüretkâr bulduğumda, gerildiğimde oldu. Her ne kadar bir Hollywood filmindeki kadar olmasa da, filme harcanan bütçesi ve özel efektleriyle Norveç'in zengin bir ülke olduğunu oraya gitmeden anlayabilirsiniz. Son zamanlarda çıkan Hollywood aksiyon-suç filmlerinden sonra Hodejegerne kuzey dağlarından şifalı bir ilaç gibi geldi. Eğer daha önce Norveç yapımı bir film izlemediyseniz ilki bu olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder